The most dangerous risk of all - the risk of spending your life not doing what you want on the bet you can buy yourself the freedom to do it later.
29 Aralık 2017 Cuma
Leonardo Da Vinci Sergisi (Expo)
30 Kasım 2017 Perşembe
Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Müzesi/Kütüphanesi
Gülhane Parkı'na uzun zamandır vakit buldukça gideriz ancak daha önce buradaki Edebiyat Müzesini ve kütüphaneyi hiç ziyaret etmemiştim. Gülhane Parkı'nın hemen girişinde solda kalan binanın girişinde yanda gördüğünüz minik tabela bulunuyor. Zamanında bina II. Mahmut tarafından Alay Köşkü olarak yapılmış ama günümüzde Ahmet Hamdi Tanpınar'ın eşyalarının sergilendiği birkaç oda, parkı gören kitap okuma odaları ve zengin kütüphanesi ile güzel bir amaca hizmet ediyor (1928 yılında edebiyatçılar birliğinin şubesi olduğu için böyle bir misyon yüklenmiş sanırım). Eski ve ahşap bir bina olduğu için duvarları ve tavanları güzel bir süslemeyle yapılmış ve çok ferah bir görüntü oluşturmuş. Ben binanın iç düzenlemesini çok beğendim, hatta geniş bir zamanda gidip okuma odalarında kitap okumak da istiyorum. Eğer siz de ziyaret etmek istiyorsanız, kütüphane tarihi yarımada da, Gülhane Parkı'ndan girince hemen solda surun köşe kulesinde bulunuyor. İyi eğlenceler!

28 Kasım 2017 Salı
Nasıl Bira Yaptık?

Şimdiden afiyet olsun!
Etiketler:
APARAT,
ARPA EKMEĞİ,
ARPA MALTI,
BALKÜPÜ,
BEER,
BİRA YAPIMI,
BUTİK BİRA,
CRAFT BEER,
EKİPMAN,
KUMED,
MALT,
PİLSENER,
TORKU
19 Kasım 2017 Pazar
Bira Söyleşisi - KUMED
Bira konusunda uzman olduğum söylenemez, ancak ben de en sevdiğim tadı bulmak için çeşitli denemeler yapıyorum tabi. KUMED'in aktivitelerini mutlaka takip ediyorum, ilginç veya eğlenceli olduğunu düşündüğüm aktivitelere katılıyorum (daha önce de soğuk çay hakkında bir yazı yazmıştım anımsarsanız). Bu kez evde bira da yapıyor olduğumuz için bira söyleşisine katıldım. Biliyorsunuz, bira dünyanın en eski içkilerin birisi, anlatılanlara göre bira basit anlamda arpa (malt) + şerbetçi-otu + maya + su dörtlüsünden oluşuyor ve fermantasyon ile son halini alıyor. Malt denilen madde arpanın çimlendirilmiş, kavrulmuş ve serilmiş hali olarak açıklandı bize. Maltın şeker eklenerek mayalanması akabinde maya şekeri yok edip ortaya alkol (ester) çıkarmaktaymış. Daha bilimsel bir açıklama size yapamam, ben de basit açıklamasıyla bu kadarını öğrendim. Bu süreçte bazı biraların da ülkelere göre farkları ve tarihçesinden de bahsedildi. Söylenene göre, en eski ve kaliteli biralardan birisi menşe olarak Brüksel'e ait olan "Terroir Birası" imiş. Eğer bir gün Brüksel'e giderseniz deneyiniz, ben henüz nasıl bir tadı olduğunu bilmiyorum. Diğer aldığım notların bazıları şöyle:
Lager / Pilsener farkı: Elbette bira konusunda uzman olanlar daha iyi bilirler ancak söylenene göre Lager normalden daha soğuk ortamda mayalanan bir bira, Pilsener ise kullandığı şerbetçiotu cinsinden dolayı daha aromatik ve açık renkli olmasıymış.
Oktoberfest: Bu bira festivalinin çıkışı da, kış sonunda hazırlanan biraların ("Marzen"), mahzen/mağaralarda bütün sene bekletildikten ve yaz bittikten sonra Eylül-Ekim ayında çıkarılıp yöre halkıyla birlikte tüketilmesine dayanmaktaymış. İlginizi çekerse daha detaylı araştırma yapabilirsiniz tabi.
Bohemia Birası: Bu Prag'da biraları ile ünlü bir bölgeymiş. Buraya ait biraların Avrupa'nın diğer biralarından farkı bölgenin suyunun yumuşak içimli olması ve bölgede yetişen bira yapımında kullanılan şerbetçi-otunun "soylu şerbetçi-otu" denilen bir türden olmasıymış, adı da "Saaz". Bunu biliyor muydunuz peki?
Weizen/Weiss/Witbier: Bu isimler Avrupa'nın farklı dillerinde "buğday" anlamına geliyor. Bu nedenle bu adı gördüğünüzde anlayın ki buğday birası içiyorsunuz. Ben buğday birasını daha aromatik bulduğum için seviyorum, denemediyseniz denemenizi tavsiye ederim.
Paulaner Salvator: Söylenene göre Atatürk'ün en sevdiği bira "Paulaner Salvator" imiş, hatta aşağıda afişini paylaştığım Ankara Birası da bu biranın tarifinden üretilmiş. Yüksel alkol oranına sahip, koyu renkli ve yumuşak içimli bir bira olarak tanımlanıyor. Münih'te Alman keşişlerin oruç için ürettikleri ve sıvı ekmek adını verdikleri bir bira cinsi olarak çıkış hikayesi var.
Doppelbock: Sert biralara Almanca verilen admış. En önemli ve eski örnekleri de yukarıda bahsettiğim Paulaner Salvator. Alkol oranı yüksek ve yoğum malt kullanılan biralar bu kategoride değerlendirilmekteymiş.
Pale Ale: En çok Amerika'da üretilip/geliştirildiği ve APA adıyla bilindiği söylendi. Aslında bu bira türünün de maya kültürü "ale" ancak ayrı bir bira tadı olarak değerlendirirsek Amerikan ve Indian (IPA) olarak tüketimi daha yaygınmış.
Citra: Bu da turunçgil tadı veya narenciye aroması yoğun olan şerbetçiotu kullanılmış bir Amerikan birası olarak tanımlandı. Tadımda bu biradan ikram edildi ancak yoğun narenciye aroması tadını ben sevmedim kendi adıma.
Saison: Ale mayası kullanılarak üretilen ve çıkış noktası Belçika olan mayhoş bir bira çeşidi. içeriğinde yulaf ve çavdar bulundurduğu için hasat zamanı birası olarak da adlandırılmış ve sıcakta mayalanan bir bira türüymüş. Amerika'da sık tüketildiğinden bahsedildi. Bu biranın tadını çok beğendim, mayhoş tatlar zaten benim hoşuma gider.
Indian Pale Ale (IPA): Hindistan'daki İngiliz askerleri için üretilen biraların uzun gemi yolculuklarında bozulmaması için fazladan aroma kullanılmış ve bu nedenle tadı acı olan bir bira türü. Amerika'da çok tüketiliyormuş ancak tadı berbat bence.
Craft Beer: Özel üretim biralara verilen evrensel bir isim. Bu nedenle her birisi orijinal, her birisinin tadı farklı ve denenmeye değer (butikbira.com).
Milk Stout: "Stout" kavrulmuş malttan yapıldığı için rengi koyu (siyaha yakın) tadı ise yoğun bir bira türü, içinde krema/süt veya kahvemsi bir aroma var ise "milk stout" adı veriliyormuş. Bu biranın tadı harikaydı, nereden bulabilirim bilmiyorum. Bulursanız mutlaka deneyin!
Lager / Pilsener farkı: Elbette bira konusunda uzman olanlar daha iyi bilirler ancak söylenene göre Lager normalden daha soğuk ortamda mayalanan bir bira, Pilsener ise kullandığı şerbetçiotu cinsinden dolayı daha aromatik ve açık renkli olmasıymış.
Oktoberfest: Bu bira festivalinin çıkışı da, kış sonunda hazırlanan biraların ("Marzen"), mahzen/mağaralarda bütün sene bekletildikten ve yaz bittikten sonra Eylül-Ekim ayında çıkarılıp yöre halkıyla birlikte tüketilmesine dayanmaktaymış. İlginizi çekerse daha detaylı araştırma yapabilirsiniz tabi.
Bohemia Birası: Bu Prag'da biraları ile ünlü bir bölgeymiş. Buraya ait biraların Avrupa'nın diğer biralarından farkı bölgenin suyunun yumuşak içimli olması ve bölgede yetişen bira yapımında kullanılan şerbetçi-otunun "soylu şerbetçi-otu" denilen bir türden olmasıymış, adı da "Saaz". Bunu biliyor muydunuz peki?
Weizen/Weiss/Witbier: Bu isimler Avrupa'nın farklı dillerinde "buğday" anlamına geliyor. Bu nedenle bu adı gördüğünüzde anlayın ki buğday birası içiyorsunuz. Ben buğday birasını daha aromatik bulduğum için seviyorum, denemediyseniz denemenizi tavsiye ederim.
Paulaner Salvator: Söylenene göre Atatürk'ün en sevdiği bira "Paulaner Salvator" imiş, hatta aşağıda afişini paylaştığım Ankara Birası da bu biranın tarifinden üretilmiş. Yüksel alkol oranına sahip, koyu renkli ve yumuşak içimli bir bira olarak tanımlanıyor. Münih'te Alman keşişlerin oruç için ürettikleri ve sıvı ekmek adını verdikleri bir bira cinsi olarak çıkış hikayesi var.
Doppelbock: Sert biralara Almanca verilen admış. En önemli ve eski örnekleri de yukarıda bahsettiğim Paulaner Salvator. Alkol oranı yüksek ve yoğum malt kullanılan biralar bu kategoride değerlendirilmekteymiş.
Pale Ale: En çok Amerika'da üretilip/geliştirildiği ve APA adıyla bilindiği söylendi. Aslında bu bira türünün de maya kültürü "ale" ancak ayrı bir bira tadı olarak değerlendirirsek Amerikan ve Indian (IPA) olarak tüketimi daha yaygınmış.
Citra: Bu da turunçgil tadı veya narenciye aroması yoğun olan şerbetçiotu kullanılmış bir Amerikan birası olarak tanımlandı. Tadımda bu biradan ikram edildi ancak yoğun narenciye aroması tadını ben sevmedim kendi adıma.
Saison: Ale mayası kullanılarak üretilen ve çıkış noktası Belçika olan mayhoş bir bira çeşidi. içeriğinde yulaf ve çavdar bulundurduğu için hasat zamanı birası olarak da adlandırılmış ve sıcakta mayalanan bir bira türüymüş. Amerika'da sık tüketildiğinden bahsedildi. Bu biranın tadını çok beğendim, mayhoş tatlar zaten benim hoşuma gider.
Indian Pale Ale (IPA): Hindistan'daki İngiliz askerleri için üretilen biraların uzun gemi yolculuklarında bozulmaması için fazladan aroma kullanılmış ve bu nedenle tadı acı olan bir bira türü. Amerika'da çok tüketiliyormuş ancak tadı berbat bence.
Craft Beer: Özel üretim biralara verilen evrensel bir isim. Bu nedenle her birisi orijinal, her birisinin tadı farklı ve denenmeye değer (butikbira.com).
Milk Stout: "Stout" kavrulmuş malttan yapıldığı için rengi koyu (siyaha yakın) tadı ise yoğun bir bira türü, içinde krema/süt veya kahvemsi bir aroma var ise "milk stout" adı veriliyormuş. Bu biranın tadı harikaydı, nereden bulabilirim bilmiyorum. Bulursanız mutlaka deneyin!
Etiketler:
ANKARA BİRASI,
APA,
CITRA,
CRAFT BEER,
DOPPELBOCK,
IPA,
LAGER,
MARZEN,
MILK STOUT,
OKTOBERFEST,
PALE ALE,
PAULANER SALVATOR,
PILSENER,
SAAZ,
SAISON,
WEISS,
WEIZEN
29 Ekim 2017 Pazar
İstanbul Bienal - Pera Müzesi
Geriye kalan her türlü sorularınız için:
https://www.peramuzesi.org.tr/
Etiketler:
15. İSTANBUL BİENALİ,
A GOOD NEIGHBOUR,
ALEJANDRO ALMANZA PEREDA,
ARK KÜLTÜR,
BOŞLUK KORKUSU,
GALATA RUM OKULU,
İKSV,
İSTANBUL MODERN,
KOÇ,
PERA MÜZESİ,
VENUES
22 Ekim 2017 Pazar
Hayalden Tuvale Resim Sergisi
12 Ekim 2017 Perşembe
Hediyelik Kutu Yapımı
- Kutu
- Akrilik Boya
- Fırça
- Fırça
- Vernik
- Yapıştırıcı
- Boncuk (pul, sim, kumaş, kurdele ne isterseniz)
Etiketler:
AKRİLİK BOYA,
BONCUK,
EL İŞİ,
HEDİYE KUTU,
İNCİ,
KUTU,
PUL,
SİM,
VERNİK
27 Eylül 2017 Çarşamba
11 Eylül 2017 Pazartesi
Antalya Akvaryum ve Eğlence Merkezi
24 Ağustos 2017 Perşembe
Cupcake Tarifi
Biraz da güzel şeylerden bahsedelim :). Geçtiğimiz haftalarda işyerindeki arkadaşlara hoşluk olsun diye cupcake yaptım (nasıl yazılır bilemedim arkadaşlar fincan kek mi demek gerekiyor?). Tabi ben de ilk defa yaptığım için tarifi bilen birinden aldım ancak sonuç çok başarılı olduğundan sizinle de paylaşmak istedim, belki yapmak istersiniz. Bir de tarifi yazıya geçirmiş olayım ne olur ne olmaz, ileride yapmak isterim belki :). Öncelikle tarifi ablamdan aldım ve o da meşgul bir kadın olduğu için tarifi çok pratik. Bu nedenle uzun uğraşlar veya süslü kekler beklemeyiniz. Yine de kimsenin evde kek yapmadığı şu zamanda çok ilgi çekeceği kesin. Malzemeler:
- 3 yumurta
- 1 su bardağı şeker
- 1 su bardağı süt
- 1 su bardağı ay çiçek yağı
- 1 paket kabartma tozu
- 1 paket vanilya
- Göz kararı un (kek kıvamı alıncaya kadar)
- 1 paket kakao (eğer kakaolu yapacaksanız, sade de bırakabilirsiniz)
- Damla çikolata
Öncelikle geniş bir kaba yumurtaları kırarak başlıyoruz, akabinde tam yukarıda sıraladığım gibi şeker, süt, yağ ve unu ekliyoruz. Un ile beraber vanilya ve kabartma tozu da eklenerek mikser yardımı ile malzemeleri iyice karıştırıyoruz. Eğer kekinizi kakaolu yapmak isterseniz, bu aşamada kakao da ekleyebilirsiniz. Kek iyice kıvam alınca küçük kaplarına tam doldurmayacak şekilde döküyoruz. Üzerine damla çikolataları serpiştirerek tepsiye yerleştiriyoruz.
Önceden 180 derece ısıtılmış fırına tepsiyi yerleştirerek pişmesini bekliyoruz. Burada size herhangi bir süre veremiyorum maalesef, biraz göz kararı. Öncelikle iyice kabarmasını bekliyoruz kekin, piştiğini düşündüğünüz sırada bir numune alıp bıçak yardımı ile içinin piştiğinden emin de olabilirsiniz. Ancak bunu bir kere yapabilirsiniz zira kek pişerken fırın kapağının açılmaması gerekliymiş. Benim yaptıklarımı herkes beğendi, siz de bir deneyin. Şimdiden afiyet olsun!
- 3 yumurta
- 1 su bardağı şeker
- 1 su bardağı süt
- 1 su bardağı ay çiçek yağı
- 1 paket kabartma tozu
- 1 paket vanilya
- Göz kararı un (kek kıvamı alıncaya kadar)
- 1 paket kakao (eğer kakaolu yapacaksanız, sade de bırakabilirsiniz)
- Damla çikolata
Öncelikle geniş bir kaba yumurtaları kırarak başlıyoruz, akabinde tam yukarıda sıraladığım gibi şeker, süt, yağ ve unu ekliyoruz. Un ile beraber vanilya ve kabartma tozu da eklenerek mikser yardımı ile malzemeleri iyice karıştırıyoruz. Eğer kekinizi kakaolu yapmak isterseniz, bu aşamada kakao da ekleyebilirsiniz. Kek iyice kıvam alınca küçük kaplarına tam doldurmayacak şekilde döküyoruz. Üzerine damla çikolataları serpiştirerek tepsiye yerleştiriyoruz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)