Ressam Oğuz Dilmaç'ın değişik bir tarzı olduğu resimlerden de anlaşılıyor. Aslında her resimde farklı bir tema anlatılmak isteniyor ancak hepsine zaman ayıramıyorum maalesef. Ayrıca bu tür soyut çalışmalarda insanların bilinçaltı eserin algılanışını etkilediğinden benim bu resimlerde gördüğüm ile benden başka hiç kimsenin gördükleri bir olmayacak. Yandaki tabloya bakın, mor renkli olana. Ben bu tabloda "yaklaşık 40 metre derinlikteki denizin dibini" görüyorum. Bu da baktıkça üzerinde baskı yaratıyor :). Malum bu derinlikte 5 bar basınç var. Ya da aşağıdaki sarı tablo, bir çöl rüzgarı olmasın? Ya da yeşil olan, insan girmeyen bir ormanın ortasında yeşil perilerle dolu bir gölün tatlı su balıklarıyla dolu dibi olabilir mi? Kırmızı olan da magma, bir kraterin engin içi? Herkes farklı bir şey görecek eminim. Ama ben kendi gördüklerimde bir ortak nokta buldum: Hepsi doğanın bir parçası (deniz, göl, lav veya çöl). Bu durumda sergi tanıtımında yazan doğa içinde yaşayan insanın doğadan bağımsız düşünülemeyeceği amacına ressam ulaşmıştır diyebiliriz. İnsan bir yandan kendisini doğanın dışına düşünsel olarak çıkarabilirken diğer yandan da kendisini doğanın bir içeriği olarak da görmektedir. Aslında sergi de "ağaç ve yaprakları" anlatılmak istenilmişse de, ben de kendi görüklerimi anlatırım :). Sergi 28 Marta kadar Tünel Sanat Galerisi alt salonda devam edecek. İyi eğlenceler!
http://www.istanbul.net.tr/Etkinlik/sergi/oguz-dilmac-resim-sergisi/48614/15
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder