28 Şubat 2013 Perşembe

Renkli Boya Kalemleri

İlkokuldan beri renkli boya kalemleriyle çalışmamıştım. Yağlı boyaya geçmeden önce, hazırlık olsun diye, 12'li renkli kalem boya alarak bu haftaki çizimimizi renklendirdik ve daha koyu reklerle gölgele yaptık. Aslında 24'lü kalem boyam olsaydı harikalar yaratırdım ama maalesef 12'li sette az renk var :). Öncelikle, çizmek istediğimiz objeyi tespit edip, görmeyi istediğimiz açıyla bir yere yerleştirelim. İsterseniz bu konuda çizili bir resme bakarak ya da hayal gücünüzüğ kullanarak da çalışabilirsiniz. Tabi bunun için önce boya kalemlerimizi ve kağıdımızı hazır ediyoruz.

Daha sonra çizmeyi istediğimiz objeyi 2B resim kalemimizle hafifçe çiziyoruz. Sonrasında isterseniz objeye en yakın renklerle isterseniz kendi istediğiniz renklerle çizimimizi renklendirmeye başlıyoruz. Ben objeye en yakın renkleri tercih ederim açıkçası:

 
Boya kelmleriyle resim yaparken çocuk gibi seviniyorsanız, resim yapmayı seviyorsunuz demektir :). İlkokuldayken benim en sevdiğim dersti resim. Her neyse, resmimize dönersek, renkli kalemlerle boyama sırasında da renk karıştırma yapabiliriz. Yakından bakalım:
 
Mesela, resimdeki elmayı yaparken, asıl objenin açık renkli kısımlarını resimde sarıya boyadım ancak biraz geniş şekilde ve üzerini kırmızı boyayla boyadım. Böylede renk geçişleri var gibi oldu ve orijinal objeye daha çok benzedi resmimiz. Renklendirme işlemi sona erdiğinde, biraz daha koyu renkli boya kalemleriyle (ben renk azlığından dolayı kahverengi, koyu yeşil ve siyah renkleri kullandım) gölge olan yerleri koyulaştırıyoruz. 24'lü kaleminiz varsa bu iş basit, yoksa benim gibi siyah- kahverengiye mecbursunuz :) İlk renklendirme sona erdiğinde benimn resmim yandaki gibiydi. İbriğin renklerini orijinalinin parlaklığını alsın diye açık yeşil - sarı kombinasyonuyla boyadım. Üzerindeki desenleri ise belirginleşmesi için boyu yeşil - kahverengi renkle yaptım. Elmayı sarı - kırmızı, muzu sarı - kahverengi, portakalı ise sarı - turuncu - kırmızı ve kahverengi renklerini uygulayarak yaptım. Ben bu çalışmada objelere önem verdiğim için masa örtüsünün drapelerini yapmadım ve masa örtüsünü üstünkörü hafifçe renklendirdim. Biraz tembellik yaptım açıkçası, çünkü örtülerin drapelerini yapmak zordur :). objelerin dışında kalan boş yerleri çok hafifçe açık bir renkle boyadım belli belirsiz. Çizdiğim objelerin geri planda kalmasın diye :). Gölgelendirmeye geçtiğimizde, renkli objelerde gölgeli yerleri daha iyi tespit etmek için gözlerimizi hafifçe kısarak objeye bakmak baya etkili oluyor. Resmimin gölgelendirmesi esnasında kahverengi, siyah ve koyu yeşili kullandım. Siz objenize göre renkleri tercih edebilirsiniz. Resmimin son hali:
 

26 Şubat 2013 Salı

Dudak Çizim Yöntemi

Dudak çizimine dair yeni bir yöntem öğrendim (birkaç yöntem de daha sonra paylaşacağım). Resimlerden de rahatlıkla anlayacağımız gibi, öncelikle 2B resim kalemiyle aşağıdaki gibi sıralayacağımız beş adet (biri farklı boyutta) daire çiziyoruz:
 
Daire çizimleriniz elipse benziyorsa, önce bir sayfaya yüz tane daire çizerek (ilkokuldaki gibi) bunu düzeltmeye çalışmak gerekli (ben de yaptım) :). Buna sıkılacak bir şey yok. Çizdiğimiz dairelerin dördünün aynı boyutta olduğuna ve birbirine teğet olduklarına dikkat ediyoruz. Ben biraz net çıksın diye koyu çizdim ancak bu dairelerin çok hafif kalemi bastırmadan çizilmesinde fayda var.
 
 
 
  
Çizdiğimiz dairelerin etrafına yandaki gibi bir dudak çizgisi çiziyoruz. Çizdiğimiz daireler bize bu çerçevenin çizilmesinde yardımcı oluyor.

 
 
 
Işığın sağdan geldiğini farz ederek karalamaya başladım ben. Işığı dileğiniz yerden getirebilirsiniz eğer karşınızda canlı model yoksa. Sağdan gelen ışık için dudak şeklinin içindeki dairelerin hafşf sağ ve hafif üst kısımlarını açık renkte bırakaran 4B resim kalemi ile gölgelendirmeye başlıyoruz.
 
 
 
 
 
 
Daha sonra silgi ile hafifçe vurarak dudak kontur çizgilerini ve içindeki dairelerin çevre çizgilerini silikleştiriyoruz. Yalnızca ışık alan yerler açık renk kalacak şekilde bırakarak tüm dudağı aynı tonda gölgeliyoruz önce. Daha doğal bir görüntü vermek için parmak veya silgi yöntemi ile kalem vuruşarını dağıtabilirsiniz. Sonrasında, daha koyu yerlerin tespitini yaparak 6B kalemle iyice gölgelendiriyoruz. Benim çizdiğim dudak aralık biraz, dolayısıyla dudakların arasını 6B'den daha koyu bir kalemle karalayabilirsiniz :)


Gölgelendirme sona erdikten sonra dudağın etrafına ne isterseniz onu yapabilrisiniz. İsterseniz göz, burun ve yüz hatları yaparak bir yüz resmine tamamlayabilirsiniz veya maske altından görünen bir dudak olabilir. Hayal gücünüze bağlı. Ben biraz yoruldum ve etrafını çizgi yöntemiyle hafif renklendirerek bıraktım:

22 Şubat 2013 Cuma

Haset - Husumet - Rezalet

Bu hafta Baro'dan çıktıktan sonra (Ada Kafe'nin tam karşısında) Arter'deki yeni sergi dikkatimi çekti: Haset- Husumet-Rezalet. İlk girişte, dışardan da görülebilen binlerce küçük modifiye edilmiş fotoğraftan oluşan ilginç bir tasarım var. Yani resimdeki gibi bir görüntü karşılıyor sizi. Bütün fotoğraflara tek tek bakmak elbette zaman alıyor. Bu sebeple, zamanınızın bol olduğu bir zamanda gitmek daha iyi olabilir. Fotoğrafların genel bir teması var aslında. Birkaç tanesinin yakından çekilmiş görüntüleri aşağıdaki gibidir:


Fotoğraflarda genel olarak çeşitli gösterilerde çekilmiş insanlar, aktivistler, polis tarafından tutuklanan insanlar, bombalanmış sokaklar var.
Bu kısmı bitirip üst katlara çıktığınızda, daha ilginç fikirlerle karşılaşıyorsunuz. İkinci katta, duvara yansıtılarak gösterilen iki kadının birbirlerine mütemadiyen iltifatlar ettiği bir kayıt var. Bu konudaki tahminin, iltifat etmenin ve karşıdakini mutlu etmenin aslında ne kadar kolay olduğu ancak bizim bunu yapmadığımız :) Sergiyi tanıtan broşürde, serginin "dostluk", "dayanışma" potansiyelleri ile "yıkıcı", "saldırgan" gibi ruhsal gerginleri kapsamda tutmayı hedeflediği yazıyor. Sanırım "dostluk" kısmı burası.
Devam ettiğimizde Canan Hanımın "Yalvarırım Bana Aşktan Söz Etme" sergisinden alınmış bir düzenleme var ve çok ilginç: Eski Türk sinemasından erotik Türk filmlerinin afişleri. Aslında bu odada ne düşüneceğimi bilemedim ve hala bu düzenlemenin amacını anlayamadığımı hissediyorum :).
Sergi broşüründen aldığım bir diğer alıntı şu şekilde:
"Sergi başlığında bir araya getirilen üç kavram, toplumsal, kültürel ve siyasi belleğin bugünün içinden bir bakışla sanat diline aktarımı için anahtar kelimeler olarak kullanılıyor ve davet edilen sanatçıların yeni işleri için düşünsel bir süreç öneriyor. Sergi, birbirinin öncesi, sonrası, tamamlayıcıları (veya sonuçları) olarak burada birlikte anılan bu üçlüyü geniş bir perspektif içinde araştırmayı ve siyasi ve toplumsal şiddetten medyaya; kariyerist kaygı ve hırslardan cinsiyet politikalarına; "dostluk", "dayanışma" potansiyellerinden "yıkıcı", "saldırgan" itkilere uzanan farklı bağlamları bu araştırmanın kapsamında tutmayı hedefliyor."
Sergide çektiğim diğer fotoğraflar:




İnternet Sitesi Ziyareti için: http://www.arter.org.tr/W3/?sAction=CurrentExhibitions 

19 Şubat 2013 Salı

Fundamentals - Cem Yılmaz

Bu haftasonu Cem Yılmaz'ın son gösterisini izledim (sinema gösterimini tabi ki). Çok beğendim, gerçekten çok başarılı. Türkiye'de stand-up çıtası sayesinde çok yukarıda.
Cem Yılmaz'ın hayat tecrübesinin çok fazla olduğu anlaşılıyor. Bunun sebebi de sahip olduğu gözlem yeteneği. Türk insanının tuhaf alışkanlıklarını çok iyi gözlemliyor ve bunu komik bir dille aşağılamaya kaçmadan eleştiriyor. Eleştirirken aslında bu toplumun parçası olarak bu davranışları farkında olmadan kendisinin de yaptığını belli ediyor bazı yerlerde. Çok da pratik zekalı bir adam, bazı esprilerini daha önce düşünmeden o an var olan bir olaya göre üretiyor. Hala izlememiş olan yoktur diye tahmin ediyorum ama biraz hoş vakit geçirmek isteyenler için kaçırılmayacak bir gösterim.

15 Şubat 2013 Cuma

Hükümet Kadın

Bu filme de merak ederek gitmedim. AVM'de olduğum zamana en uygun film buydu. Bu aralar spontan kararlar veriyorum biraz. Filmin ilk yarısında biraz güldüm. Ama ikinci yarısı da baya sıkıldım diyebilirim. Zira benzer espriler veya gereksiz uzatılan sahneler vardı. Belki de Demet Akbağ benim beklentimi yükseltmişti, o sebeple biraz hayal kırıklığına uğradım. Hatta salonda ikinci yarıda çıkan insanlar oldu, benim zamanım olduğu için kalmayı tercih ettim ancak yanımda bana çıkalım diyen biri olsaydı sanırım ben de çıkardım. Film, tahmin edildiği üzere Güneydoğu'da bir ilçeye (1956 yılı) bayan bir belediye başkanı seçilmesini (seçim şaibeli :) ) ve bu başkan hanımın icraatlerini konu alıyor. Mesaj vermek için biraz fazla kasmışlar sanki, her beş dakikada bir bu ülkenin bir sorunu ön plana çıkarılıyor ve mesaj verilmeye çalışılıyor. Dolayısıyla, toplamda Türkiye eleştirisi bir film ancak ne kadar mesaj versek kardır peşine düşmek filmi biraz sıkıcı yapmış bence. Zamanınız değerliyse bu filme gitmenizi pek tavsiye etmiyorum.
Filmde en sevdiğim replik :
-Ulan karıdan belediye reisi mi olur ?
-Aha (elinde Anayasa var), Atatürk olur diyor ahaa!!

14 Şubat 2013 Perşembe

Profilden Portre Çizimi

Profilden çizim için henüz tam anlamıyla öğrendiğim kolay bir metot yok. Ancak ilk denememdeki adımları sizinle paylaşmak isterim:

Öncelikle çizeceğimiz profil resminin dış hatlarını 2B kalemle hafifçe çiziyoruz. Silgiyle düzeltmeden ilerleyeceğimiz için hafif çizmekte fayda var, diğer çizimleri (bu çalışmamda ben ayrı ayrı kağıtlara yaptımn ancak bir sonrakinde aynı çizim üzerine devam edeceğim) bu çizimin üzerine devam ettireceğiz.


Sonra yüzün oranlarını, hatlarını ve kırışıklıklarını tespit ediyoruz. Bunları resim üzerine 3B kalemle ekliyoruz.










Yavaş yavaş gölgeleri ve hatları belirginleştiriyoruz ve resim böylece kendini göstermeye başlıyor. ilk gölgelerimizi 3B kalemle vermek uygun zira daha sonra daha koyu olduğunu gördüğümüz yerleri 6B veya 7B kalemle devam ettireceğiz.

 Gölgelemeler sona erdiğinde çizdiğim örnekle son kez karşılaştırmasını yaparak son kalan düzeltmeleri de düzeltiyoruz. Bu şekilde -resimlerdeki gibi- sistematik ilerlendiğinde oranlarda daha az hata oluyor ve zamanla bu sisteme alışkanlık kazanacağımız için daha hızlı resim çizebiliyoruz :)
 

 
 



Resmimizin son halinin bu şekilde olması hoşumuza giderdi sanki?
 

5 Şubat 2013 Salı

Hansel ile Gretel

 
Bu haftasonu biraz da zaman geçirmek amacıyla sinemaya gitmek istedim. Biraz film afişlerinin önünde dolaştıktan sonra zamanının da uygun olması sebebiyle tercihimi Hansel ile Gretel'den yana kullandım. O bildiğimiz klasik masal ile başladı hikaye. Babaları Hansel ile Gretel'i gece karanlıkta götürüp ormana terk etti. Çocukken okuduğumuz masallarda babayı bunu yapmaya iten bir kötü üvey anneden bahseder. Denir ki, Grimm Kardeşlerin bu masalının ilk baskılarında babayı ikna eden kişi gerçek anneleridir. Sebebi de, bu masalın yazıldığı dönemde Avrupa'da hüküm süren açlık ve sefalet. Bu sebeple çok fazla ailenin çocuklarını ormana terk ettiği söylenmektedir. Ancak, ilerleyen zamanlarda, çocukların masaldan rahatsız olmamaları için bu durum kötü kalpli üvey anne olarak değiştirilmiş.
Filmde ormana terk edilen çocuklar -neden terk edildiklerini daha sonra anlıyoruz- şekerden yapılmış o meşhur kulübeyi bulurlar. Kendilerini içeri alan yaşlı cadı, masaldan da bildiğimiz üzere çocukları yemek istemektedir. Ancak çocuklar onu bir şekilde öldürmeyi başarırlar ve aradan yıllar yıllar geçer. Bir bakmışız ki, Hansel ile Gretel, Avrupa'da cadı avının yapıldığı dönemde cadı avcısı oluvermişler. Film boyunca onların cadı avı sırasında yaşadıkları maceraları, zorlukları ve geçmişleriyle bir şekilde yüzleşmelerini izliyoruz. Aslında ormana terk edilen çocukların sonu klasik masala göre daha iyi işlenmiş. Ben kurgu açısından çok başarılı buldum. 3 boyutlu izlemeye değer miydi bilmiyorum, zira ben diğer türlü tercih ederdim, gözlükten rahatsız oluyorum :).

4 Şubat 2013 Pazartesi

Işık - Gölge

Merhaba,

Bu hafta kursta ışık-gölge tekniklerinin üzerinden geçtik. Bildiğiniz üzere ışık-gölge yaparken koyu renk resim kalemleri ile tonlama yapmak daha gerçekçi bir görünüm veriyor. Bir deneme yapalım. Öncelikle beyaz bir kağıdı alıyoruz:


Üç boyutlu bir objeyi dilediğimiz uzaklıktaki bir masanın üzerine koyalım. İstediğiniz her şeyi çizebilirsiniz (ayakkabı, çanta, testi, meyveler..vb). Bu hafta biz testi ve ayva koyduk. Elimde 2B, 3B, 6B ve 7B kalemler vardı ki çizerken hafif ton veren bir kalem (2B gibi) ile başlayıp daha sonra koyu tonlara ilerlemek kara kalemde iyi bir taktik. Böylece kontur çizgileri belirgin olmaz (çizimdeki objelerin çevre çizgileri). 2B kalemle yavaş yavaş -elimizi serbest bırakarak- çizmeye başlıyoruz:
 
 
Daha önce belirttiğim gibi, objeyi sayfaya yerleştirmeden önce (bu işleme mizanpaj denir) sağ üst veya sol üst köşeye küçük bir dikdörtgen çizerek oraya objelerin küçük halini yapmak hatasız çizmeye yardımcı olur. Büyük objeyi çizmeye başlıyoruz:
 
 
İlk çizimi tamamladığımızda çizimimiz objenin kendisine ne kadar benziyor diye bakıyoruz öne uzatarak. Zaten hata var ise veya bir orantısızlık, bu şekilde daha iyi fark ediliyor. Tespit ettiğimiz yerleri düzelttikten sonra ışığın objeye nereden geldiğine bakıyoruz - ki zaten gölgeler kendini gösteriyor olacaktır. Koyu kalemlerimizi alarak (5B veya 6B) gölgelemeye başlıyoruz:
 

Gölgeleme yaparken, kalemimizi mümkün olduğunca serbest bırakıyoruz. Gerekirse yan tutarak hafif dokundurmalarla başlıyoruz. Daha koyu olduğunu tespit ettiğimiz yerlerde daha koyu karalamalar yapıyoruz. Tonlamalarımızın homojen olması için parmak/peçete yardımı ile karaladığımız yerleri dağıtıyoruz. Ben daha pratik bulduğum için parmakla dağıtma yöntemini seçiyorum. Çalışmam bittiğinde parmaklarım kapkara oluyor :). Ama bu sonuç çıkıyor ortaya: