Bir önceki yazımda (Münih Gezi Yazısı) Oktoberfest ve Alman biraları hakkında ikinci bir yazı yazacağımız size belirtmiştim. Bildiğiniz üzere bayram tatilinde gezi-eğlence amaçlı Münih'e gitmiştik, tabi Münih'i tercih etme sebeplerimizden birisi (belki de en önemlisi) Oktoberfest'e katılmaktı. Münih gibi sakin ve tek düze bir kentin başına gelen en güzel şey muhtemelen Oktoberfest'tir. Dev bir alana kurulmuş panayırı andıran festival, rengarenk giysiler içindeki eğlenceli insanlarda daha da renkli bir görünüme kavuşuyor. Daha önce (2010 yılında) Oktoberfest'e katılmıştım, anımsadığım festivalden farklı bir yönü yoktu ancak anımsadığım kadar da eğlenceliydi. 2010'da kadınlarda gördüğüm "Dirndl" adı verilen elbiselere çok özenmiştim ancak festival zamanı (bir de öğrencilik hali) elbiselerin fiyatlarını çok pahalı bularak almamıştım. Bu festivalde Bavyeralılara uyum sağlamak için kendime bir elbise edinmeden gitmedim :). Dirndl giymek eğlenmek için şart değil elbette ama birkaç günlük fantastik bir deneyim için istiyorsanız alın derim. Biralardan bahsetmeden önce 200 yılllık Oktoberfest hakkında biraz bilgi vermek isterim; dünyanın en büyük açık hava festivali olarak kabul ediliyor ve her yıl Eylül ayının sonu - Ekim ayının başında 2 hafta süre ile yapılıyor. Her yıl ortalama 6 milyon insan ziyaret ediyor ve yaklaşık 7 milyon litre bira tüketiliyor.
Oktoberfest'in en önemli özelliği de tabi ki Alman birası., zaten "Bira Festivali" olarak da anılıyor. Bira kültürü Almanya'da çok gelişmiş olduğu için şehirlerin kendi markaları var (Münih'e ait bira üreticileri mevcut). Festival zamanı Bavyeralı üreticiler özel olarak Oktoberfest biraları da üretiyor ki zaten dev çadırlarda (hemen hemen her markanın birer çadırı var, bu çadırlara Bierzelt deniyor) oturup bu biraların tadına bakabiliyorsunuz (yer bulabilirseniz tabi). Süpermarketlerde biralar oldukça uygun fiyatlara satılıyor (birkaç Avro) ancak festival çadırlarında bardağı (bardak dediğiniz da 1 litrelik bir cam fıçı, daha az litrede satılmıyor) ortalama 10 Avrodan satılıyor. Çadırlarının içini resimlerden görebilirsiniz.
Sadece Oktoberfest'e özel olarak üretilen biraların alkol oranı marketlerde satılanlara göre daha fazla ve rengi de (cam bardaklarda etkileyici görünsün diyedir belki) daha koyu. Biralar, Oktoberfest için özel üretilen yukarıda bahsettiğim litrelik bardaklarda içiliyor ve boş bardakla oturmanız teamüllere uygun değil :). Hemen yöresel kıyafetli sempatik garson kızlardan ikincisi talep etmeniz bekleniyor. Biz bira-sever Almanlardan aldığımız tüyolarla "Spaten" ve "Hackerr-Pschorr" biraları ilk gün festival alanında denedik. Olağanüstüydü ya da Türkiye'de alışılmış tatlardan daha farklıydı vb. gibi bir iddiam olmayacak ancak daha keskin-derin bir tat aldım -ki bu da muhtemelen yüksek alkol oranındandır.
Renkli festival alanında uzunca bir süre kaldık ve dışarı çıktığımızda Bavyera bira markaları arasında en ünlüsü olan Augustiner Brau'nun Oktoberfest için özel ürettiği biralardan aldık (solda resimde). Augustiner çok ünlü bir bira markası olduğundan festival alanında çadırı çok kalabalıktı bu nedenle bu biraları şişe şeklinde alıp denedik. Bu ara Münih denilince ilk akla gelen yerlerden birisi Augustiner Biergarten (Birahane)'dir, bunu da yeri gelmişken söyleyeyim. Biz bir akşam buraya gittik, oldukça renkli ve neşeli bir ortamı vardı ancak çok kalabalıktı :). Diğer denediğimiz bira da yine festival alanında çadırını gördüğümüz Paulaner'in festival üretimiydi, bana tadı itibariyle biraz Tuborg'u anımsattı. Bu şişeler marketlerde 3-5 Avrodan satılıyor ve festival alanında içmediğiniz sürece kentin neresinde isterseniz içebilirsiniz.
Yalnızca festivale özel üretilenleri değil, şehrin içindeki birahaneleri veya fırsat oldukça marketlerde satılan diğer bira markalarını da denedik. Benim vardığım son kanaat bu biraların tatlarının daha keskin olduğu yönünde, özel olarak herhangi birini tavsiye edemeyeceğim. Bu arada özel olarak tavsiye etmek istediğim bira şehir meydanında (Marienplatz'da) bulunan "Ratskeller" restoranından aldığımız biraz idi ki adı "Löwenbrau". Farklı bir yerde satılıyor mu bilmiyorum ancak ben bu restoranı denemenizi mutlaka tavsiye ediyorum çünkü, pretzel (Bavyera simidi) kuzu sosis ve kara orman meyveli pastasını mutlaka denemelisiniz.
Bu arada Alman menşeli filmlerde gördüğünüzü veya bir şekilde duyduğunuzu tahmin ettiğim bir tatlı var: Apple Strudel. Bizim bu tatlıyı denediğimiz mekan yine Agustiner kadar ünlü bir birahaneydi: Hofbrauhaus. Birahaneleri bar ya da içki-evi gibi düşünmemek lazım, insanlar burada uzun vakitler geçirip yemek, tatlı yiyorlar ve canlı müzik de var (belkide festival döneminde vardır yalnızca bunu bilmiyorum). Hofbrauhaus'a giderseniz menü önerim şu şekilde olacak: Munich veal sausages (bunu festival alanında da yiyebilirsiniz), patates salatası, pretzel (solda) ve meşhur tatlımız Apple Strudel. Tatlının resmini sağda görebilirsiniz, benim tavsiyem sade krema ile denemeniz (tatlının fiyatı farklı mekanlarda 5-9 avro arasında değişiyor).
Şehrin içindeki değişik bira evlerinin (Augustiner, Hofbrauhaus, Loewenbraeukeller) yanı sıra, çeşitli bloglarda ve gezi yazılarında gördüğümüz bazı mekanları da denemeden edemedik. Bir tanesi enfes hamburgerler yapan Hamburgerei. Köningplatz meydanına yakın Banner Str üzerinde bir mekan ve porsiyonları çok büyük. Bu mekan için tavsiye edeceğim tatlar Fritz-kola ve tatlı patates (tek kişi yaklaşık 15 Avro). Diğer mekan da Hans im Glück, çok tavsiye edilen bir mekan, içerisi çok güzel dizayn edilmiş. Burada da Erdinger 50'lik bira 4 Avro.
Neyse konuyu daha fazla dağıtmadan, gezi hakkında aklımda kalanlar bunlar :) Yine bir sorunuz olursa gundelikpaylasimlar@gmail.com 'dan sorabilirsiniz. Uzun lafın kısası, "Ölmeden önce yapılacaklar listesi"ne bence Oktoberfesti ekleyin ve bira festivalinde insanlar nasıl eğleniyor bir görün (medeniyeti göreceksiniz). Festivale rengarenk geleneksel kıyafetleri ile katılan insanların arasına karışın, renkli tarçınlı kurabiyelerden yiyin (sağda), festival alanında geceye kadar kalın ve Almanların farklı yönlerini tanıyın, ve tabi birbirinden farklı biralardan da tadın. İyi eğlenceler, O'zapft is!
Oktoberfest'in en önemli özelliği de tabi ki Alman birası., zaten "Bira Festivali" olarak da anılıyor. Bira kültürü Almanya'da çok gelişmiş olduğu için şehirlerin kendi markaları var (Münih'e ait bira üreticileri mevcut). Festival zamanı Bavyeralı üreticiler özel olarak Oktoberfest biraları da üretiyor ki zaten dev çadırlarda (hemen hemen her markanın birer çadırı var, bu çadırlara Bierzelt deniyor) oturup bu biraların tadına bakabiliyorsunuz (yer bulabilirseniz tabi). Süpermarketlerde biralar oldukça uygun fiyatlara satılıyor (birkaç Avro) ancak festival çadırlarında bardağı (bardak dediğiniz da 1 litrelik bir cam fıçı, daha az litrede satılmıyor) ortalama 10 Avrodan satılıyor. Çadırlarının içini resimlerden görebilirsiniz.
Sadece Oktoberfest'e özel olarak üretilen biraların alkol oranı marketlerde satılanlara göre daha fazla ve rengi de (cam bardaklarda etkileyici görünsün diyedir belki) daha koyu. Biralar, Oktoberfest için özel üretilen yukarıda bahsettiğim litrelik bardaklarda içiliyor ve boş bardakla oturmanız teamüllere uygun değil :). Hemen yöresel kıyafetli sempatik garson kızlardan ikincisi talep etmeniz bekleniyor. Biz bira-sever Almanlardan aldığımız tüyolarla "Spaten" ve "Hackerr-Pschorr" biraları ilk gün festival alanında denedik. Olağanüstüydü ya da Türkiye'de alışılmış tatlardan daha farklıydı vb. gibi bir iddiam olmayacak ancak daha keskin-derin bir tat aldım -ki bu da muhtemelen yüksek alkol oranındandır.
Renkli festival alanında uzunca bir süre kaldık ve dışarı çıktığımızda Bavyera bira markaları arasında en ünlüsü olan Augustiner Brau'nun Oktoberfest için özel ürettiği biralardan aldık (solda resimde). Augustiner çok ünlü bir bira markası olduğundan festival alanında çadırı çok kalabalıktı bu nedenle bu biraları şişe şeklinde alıp denedik. Bu ara Münih denilince ilk akla gelen yerlerden birisi Augustiner Biergarten (Birahane)'dir, bunu da yeri gelmişken söyleyeyim. Biz bir akşam buraya gittik, oldukça renkli ve neşeli bir ortamı vardı ancak çok kalabalıktı :). Diğer denediğimiz bira da yine festival alanında çadırını gördüğümüz Paulaner'in festival üretimiydi, bana tadı itibariyle biraz Tuborg'u anımsattı. Bu şişeler marketlerde 3-5 Avrodan satılıyor ve festival alanında içmediğiniz sürece kentin neresinde isterseniz içebilirsiniz.
Yalnızca festivale özel üretilenleri değil, şehrin içindeki birahaneleri veya fırsat oldukça marketlerde satılan diğer bira markalarını da denedik. Benim vardığım son kanaat bu biraların tatlarının daha keskin olduğu yönünde, özel olarak herhangi birini tavsiye edemeyeceğim. Bu arada özel olarak tavsiye etmek istediğim bira şehir meydanında (Marienplatz'da) bulunan "Ratskeller" restoranından aldığımız biraz idi ki adı "Löwenbrau". Farklı bir yerde satılıyor mu bilmiyorum ancak ben bu restoranı denemenizi mutlaka tavsiye ediyorum çünkü, pretzel (Bavyera simidi) kuzu sosis ve kara orman meyveli pastasını mutlaka denemelisiniz.
Bu arada Alman menşeli filmlerde gördüğünüzü veya bir şekilde duyduğunuzu tahmin ettiğim bir tatlı var: Apple Strudel. Bizim bu tatlıyı denediğimiz mekan yine Agustiner kadar ünlü bir birahaneydi: Hofbrauhaus. Birahaneleri bar ya da içki-evi gibi düşünmemek lazım, insanlar burada uzun vakitler geçirip yemek, tatlı yiyorlar ve canlı müzik de var (belkide festival döneminde vardır yalnızca bunu bilmiyorum). Hofbrauhaus'a giderseniz menü önerim şu şekilde olacak: Munich veal sausages (bunu festival alanında da yiyebilirsiniz), patates salatası, pretzel (solda) ve meşhur tatlımız Apple Strudel. Tatlının resmini sağda görebilirsiniz, benim tavsiyem sade krema ile denemeniz (tatlının fiyatı farklı mekanlarda 5-9 avro arasında değişiyor).
Şehrin içindeki değişik bira evlerinin (Augustiner, Hofbrauhaus, Loewenbraeukeller) yanı sıra, çeşitli bloglarda ve gezi yazılarında gördüğümüz bazı mekanları da denemeden edemedik. Bir tanesi enfes hamburgerler yapan Hamburgerei. Köningplatz meydanına yakın Banner Str üzerinde bir mekan ve porsiyonları çok büyük. Bu mekan için tavsiye edeceğim tatlar Fritz-kola ve tatlı patates (tek kişi yaklaşık 15 Avro). Diğer mekan da Hans im Glück, çok tavsiye edilen bir mekan, içerisi çok güzel dizayn edilmiş. Burada da Erdinger 50'lik bira 4 Avro.
Neyse konuyu daha fazla dağıtmadan, gezi hakkında aklımda kalanlar bunlar :) Yine bir sorunuz olursa gundelikpaylasimlar@gmail.com 'dan sorabilirsiniz. Uzun lafın kısası, "Ölmeden önce yapılacaklar listesi"ne bence Oktoberfesti ekleyin ve bira festivalinde insanlar nasıl eğleniyor bir görün (medeniyeti göreceksiniz). Festivale rengarenk geleneksel kıyafetleri ile katılan insanların arasına karışın, renkli tarçınlı kurabiyelerden yiyin (sağda), festival alanında geceye kadar kalın ve Almanların farklı yönlerini tanıyın, ve tabi birbirinden farklı biralardan da tadın. İyi eğlenceler, O'zapft is!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder