28 Eylül 2015 Pazartesi

Münih Gezi Yazısı

Bu bayram tatilinde hem schengen vizemiz olduğu için hem de Luftansa Havayolları'ndan nispeten uygun bilet bulduğumuz için bir yurt dışı tatili yapmayı planladık (Bayram tatili dolayısıyla THY biraz el yakıyordu). Tarihlerin uygun olması dolayısıyla Oktoberfest-Münih gezisi fikir olarak cazip geldi (festival 18 Eylül - 4 Ekim tarihlerinde). Oktoberfest'ten ve Alman biralarından daha uzun bahsetmek istediğim için, festival hakkındaki yazıyı başka bir paylaşıma bıraktım ve bu yazımı daha ziyade Münih'te gezilecek-görülecek yerler olarak yazmayı planladım. Zira Oktoberfest için gitseniz dahi, birkaç gün de olsa, Münih'i gezersiniz diye tahmin ediyorum :) Bununla beraber Münih'e yakın olduğu için (normal şartlarda trenle 2 saat) Mozart'ın şehri Salzburg'u da gezinize dahil edebilirsiniz. Bizim gibi talihsiz bir zamana denk gelmezseniz (maalesef mülteci krizi bizi biraz yıprattı) bu geziden de memnun kalacağınıza eminim. Neyi nasıl yaptığımıza gelmeden önce, ulaşım meselesini çözüme kavuşturalım, Almanya'da ulaşım ücretli ancak kontroller rastgele yapılıyor. Bu nedenle biletsiz yakalandığınızda ceza kesilmemesi için Bavyera eyaletinde geçerli haftalık & aylık biletlerden almanızı tavsiye ederim (Haftalık bilet 70 Avro civarında). Böylece Bavyera Eyaletindeki her türlü toplu taşıma aracına elinizdeki bilet ile (5 kişiye kadar) rahatça binebilirsiniz. 
Yaptığımız gezi programı uyarınca ilk olarak Dachau Toplama Kampı'na gittik. Burayı özellikle tavsiye ediyorum çünkü Münih'te gezilecek yerler konulu yazılarda veya gezi kitaplarında buradan bahsedilmiyor. O nedenle ilginizi çekiyorsa, mutlaka gidip atmosferini görün (Hauptbahnhof'dan otobüsle KZ-Gedenkstatte'ye gidebilirsiniz). Dachau, Nazi Almanya'sının açılan ilk toplama kampı olmasının yanında siyasi suçluların da götürüldüğü bir alandır. Gaz odası, krematoryum, çengelli askılar, eski fotoğraflar, deney alanları, yatakhaneleri ve diğer aklınıza gelebilecek tüm özellikleriyle insanın tüylerini diken diken yapan bir yer. Gezerken buranın yaklaşık kırk beş bin kişiye mezar olduğunu da unutmayın. Toplama kampından çok fazla fotoğraf paylaşmayacağım, zaten ilginizi çekiyorsa ziyaret edersiniz.

Şehir zaten düzenli ve güzel (biraz ray hattı kafa karıştırıcı ama mantığı anladığınızda daha kolaylaşıyor her şey). Tabi Amsterdam'dan sonra Münih bana biraz sessiz ve soluk geldi ama park-bahçelerinde yürümek bile keyif veriyor. Şehrin bir ana meydanı var: Marienplatz. Burası pahalı markaların ve kafelerin bulunduğu sokaklarla kesişiyor (Maximilan Caddesi). Büyük katedraller (içine girip kulesine çıkabilirsiniz) ve gotik mimari ile yapılmış binalar zaten Merienplatz'ın çevresinde; şehrin kapıları (en ünlüsü Isartor Kapısıdır), Munich Frauenkirsche (Meryem Ana Kilisesi) ve Peterkirsche (St. Peter Church) bu alana yakın konumda. Ayrıca St. Peter Church'un saat kulesine çıkarak şehir meydanını tepeden de görebilirsiniz. Bu alana yürüme yaklaşık 15. dk mesafesinde (metro ile bir durak) başka bir ihtişamlı meydan bulunuyor: Odeonplatz. Munich Rezidenz, English Garden, Haus der Kunst (Güzel Sanatlar Müzesi), Schwabing bu bölgenin çevresinde bulunuyor. Bir sonraki durak olan Königsplatz'da da Hitler zamanında yapılan ve Antik Yunan mimarisinin örnek alındığı ve şu an sanat galerisi ve müze olarak kullanılan binalar mevcut.

Şehir merkezinde uzaklaştığınızda da gezi için alternatifler mevcut: BMW Müzesi (Bavyera Motor Fabrikaları tarihçesi ve klasik tasarımlar) ve BMW Welt (sergi salonu), hemen karşısında Olympiapark mevcut. BMW Müzesi 1972 yılında Münih Olimpiyatlarından hemen önce açılmış, Olympiapark şehir merkezinden biraz uzakta olduğu için Müze ve Galeri ile bölgeyi biraz ilginç kılmak amaçlanmış olabilir. Muhtemelen duymuşsunuzdur, 1972 Münih olimpiyatları için yapılan Olympiapark da açılışının hemen sonrasında İsrailli sporcuların esir alınması ve öldürülmesi skandalıyla sarsılmıştır (Merak edenler için Münih filminde detaylar anlatılmaktadır: Film için tıklayınız.). Olympiapark'ın içinde Olympiaturm adında yaklaşık 290 metrelik bir kule bulunmaktadır (kuleye çıkış ücretli - 8 Avro). Kulenin tepesindeki seyir terasından (sağdaki ve soldaki resimler kuleden çekilmiştir) şehir panoramasını izleyebilirsiniz. Tabi başka bir rotada olan ve 2006 Dünya Kupası için yapılan Allianz Arena'yı da ziyaret edebilirsiniz. 

Münih yakınlarında gezip görülecek birkaç fantastik destinasyon da var: Nymphenburg Sarayı ve Füssen'deki Neuschwanstein Şatosu bunlardan birkaçı (Bavyera'nın diğer şehirlerine de gidebilirsiniz, Nürnberg veya Bamberg güzel bir seçenek olabilir). Neuschwanstein Şato'duna bu gezimizde katılmadık ancak siz gitmek isterseniz yandaki linki inceleyebilirsiniz (tur ücretleri 100 Avro, Neuschwanstein). Saray Bavyera'yı yöneten kraliyet ailesi Wittelsbach'a yazlık ev olarak planlanmış ancak zamanla büyütülerek saray haline getirilmiş. Nymphenburg Sarayı'nın birkaç kilometrelik alana yayılmış bahçesi vahşi bir güzellikte ve bahçeye giriş ücretsiz, ancak sarayın içine girmek için 9 Avro ödemeniz gerekiyor (bilgi için tıklayınız).

Münih'i gördüğüm diğer Avrupa şehirlerine göre daha az beğendiğimi ve donuk bir şehir olduğunu söylemiştim, ancak mimarisi, müzeleri ve festivalleriyle gidilip görmek isterseniz, kötü bir fikir de değil. Eğer fırsatınız ve vaktiniz olursa, tavsiye ederim. Münih'e gitmek için her mevsim uygun ancak benim tavsiyem ilkbahar sonu -sonbahar başlangıcı arasındaki bir tarihte gitmeniz. Tabi Eylül sonu giderek Münih ile beraber Oktoberfest'i de görmüş olursunuz. Herhangi bir tura katılmadıysanız, rezervasyonları booking.com'dan ve mümkün ise birkaç ay önceden yapmanızı tavsiye ediyorum. Gelişmiş bir altyapısı olduğu için şehirde trafik sorunu yok ancak metro-banliyö-tramvayları tespit etmek biraz problem, aşağıya haritayı koydum, bir de siz bakın :). 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder