Yeni bitirdiğim kitabın Prenses Süreyya'nın hayatını anlatan (annesi tarafından yazılmış) anı kitabının son bölümünde Hayat mecmuasında yayınlanmış İstanbul'un On Güzel Kadını adında bir röportaj bulunmaktaydı. Bu röportajda dönemin sosyetesinin önce gelen güzel ve zarif hanımlarına güzellik hakkındaki fikirleri sorulmaktaydı. Bazı fikirlere katıldığım için birkaç alıntıyı burada sizinle de paylaşmak istedim, dikkate almaya değer bence.
- Prenses Neslişah: Her şeyden önce spora önem veririm, yirmi beş yıldır ata biner, kayak yapar, aralık ayına kadar her gün denize girerim.
- Perihan Kaleci: İyi bir cilde sahip olmak için başlıca şart, temizlik ve dinlenmedir.
- Leyla Süren: Bir kadın erkekleştiği nispette güzellik ve zarafetini kaybeder.
- Belgin Doruk: Kadını yıpratan, uykusuzluk ve içkidir.
- Gelengül Erman: Her kadın giydiğini kendine yakıştırmayı bilmeli.
- Esra Jah: Güzeli şu renk saç, bu renk göz olarak kesinlikle tanımlamak çok güç. Bence güzel kadın diye kayınvalidem Prenses Dürrüşehvar'a denir.
- Muzaffer Erenus: Bence çabuk ihtiyarlamak istemeyen hanımlarımız mutlaka çalışmalıdırlar ve giriştikleri her işi zevkle yapmalıdırlar.
- Güler Erenyol: Güzel bir kadın önce kişilik sahibi olmalı, bu anlamda güzel olarak Gülriz Sururi'yi tanıyorum.
- Jale Kakmacı: Güzel bence ilk bakışta görünendir. Baktıkça tek tek güzelliği bulmak zor geliyor bana.
- Leyla Çelikbaş: Güzel bir kadının mesut olabilmesi için önce mütevazi ve zekasını kullanmasını bilen birisi olması şarttır. Dikkatleri güzelliğinden başka yönlere çekebilirse rahat eder.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder