7 Temmuz 2014 Pazartesi

Burgazada Gezi Yazısı

Bu hafta sonu yine bir kaçamak yaparak bu kez Prens Adaları'nın incisi Burgazada'ya gittik. Yunanca adı Antigoni (Αντιγόνη) olan ada İstanbul açıklarında yer alan Adalar'ın büyüklük olarak üçüncüsüdür. Ada yandaki görüntüden de anlaşılacağı üzere yeşil, sakin ve yuvarlak bir görünüme sahiptir. Adanın bir ucundan diğerine (sahil yolunu izleyerek) gitmek yaklaşım 3 km sürüyor ancak tepelerdeki yangın için açılan patikalarda trekking (doğa yürüyüşü) yapmak isterseniz planlar biraz değişebilir :).

Öncelikle nasıl gidilir sorusuna yanıt verelim. Adaya İstanbul Şehir Hatları, İstanbul Deniz Otobüsleri veya Mavi Marmara firmalarının düzenledikleri seferler ile ulaşılabilmektedir. Bunun için Bostancı veya Kabataş'tan adalar vapuru durağına gitmek yeterli olacaktır. Bostancı'dan kalkan motorlar 30 dakika civarında Burgazada'ya ulaşıyormuş ancak biz Kabataş'tan yola çıktığımız için yolumuz 1 saat sürdü. İnternetten veya herhangi bir deniz otobüsü durağından Adalar Vapur Seferlerine ilişkin düzenlenen tarifeyi mutlaka edininiz (Yaz ve Kış tarifesi farklıdır). Kabataş'tan süren 1 saat deniz yolculuğundan sonra (bu arada vapur önce Kınalıada'ya uğramaktadır, ikinci durak Burgazada'dır) sonunda Burgazada'ya iniyorsunuz. Bu arada vapurda her zaman çay satan bir garson oluyor ve Ramazan ayı gibi bir dönem değilse, sabah pastaneden aldığınız simit ve poğaçayı vapurda sıcak çay eşliğinde mis gibi deniz kokusuyla yemenin zevkini de yaşamalısınız. :).

Adaya ilk indiğinizde, Burgazada iskelesinin bulunduğu yerin sol tarafında sıra sıra salaş balıkçılar var. Ancak yeni bir şey; muhtemelen yazın yaşanan yoğunluktan dolayı, akşam burada balık yemek istiyorsanız rezervasyon yapmanız gerekiyor. Akşam geldiğinizde yer bulamayabiliyorsunuz. En çok tavsiye edilenler Barba Yani restaurant ve Antigoni restaurant. Ancak biz Sahil Balıkta akşam yemeği yedik ve mezelerinin ve deniz mahsulleri krepinin çok başarılı olduğunu söyleyebilirim (resimdeki krep)!


Yemekten söz açılmışken, adaya ilk indiğinizde, tam ortasında Sait Faik'in heykelinin bulunduğu bir alan sizi karşılıyor olacak. İşte tam bu alanın ortasında durduğunuzda (heykelin arkasında durabilirsiniz) karşınızda Ergün Pastanesi yer alıyor. Pastanenin patlıcanlı poğaçası ve vişneli milföyünü çok tavsiye etmişlerdi. Denemenizde fayda var, oldukça değişik tadı var ikisinin de. Ayrıca Sahildeki balıkçıların sonundaki Başköşe Kafede Türk kahvesi veya ev yapımı limonata ile bir yarım saat denizi seyrederek oturabilirsiniz (tavsiye edilir). Ayrıca bu sıcak havalarda Sinem Dondurmacısından da damla sakızlı dondurma yemeden ada ziyaretini kesinlikle tamamlamayın. Çok lezzetli ve içindeki damla sakızı parçalarıyla ağzınızda değişik bir tat bırakıyor.

Adada yapılabilecek diğer bir aktivite Sait Faik'in sıklıkla gittiği Kalpazankaya'da gün batımını izlemek! Kalpazankaya adanın bir ucu ve iskeleden yaklaşık 3 km, bu nedenle yürümek yerine bisikletle gitmek daha kolay oluyor. Sahilde Nadir Çay Bahçesinin hemen karşısında bisiklet kiralayan bir yer var ve saati 5 TL. Zaten maksimum 2 saat binebileceğiniz için fiyatı makul. Akabinde inişiyle yokuşuyla sizi bol manzaralı ve yeşil bir sahil yolu ve sonunda Kalpazankaya bekliyor. Ayrıca burası bir plaj olduğu için denize de girebilirsiniz ancak deniz çok yosunlu olduğundan (resimlerden anlaşılacağı üzere) eğer yosun sevmiyorsanız, Burgazada'da denize girmeyi unutun :).  Çünkü tüm denize girilecek noktaları bu şekilde.

Kalpazankaya'nın en yüksek noktasında Kalpazankaya Restaurant bulunmakta (resimlerden gördüğünüz gibi harika manzarası var). Ancak sahildeki pek çok yer gibi, belli vakitlerde yer bulmak zor oluyor ve rezervasyon gerekiyor. Burada akşam yemeği oldukça eğlenceli olabilir ama yine de manzaraya karşı soğuk bira & patates ikilisi de iyi gidiyor :).

Adada kalmayı düşünüyorsanız, maalesef Büyükada gibi çok seçeneğiniz yok. Eğer yer bulabilirseniz Burgazada Öğretmenevi var ve diğer bir seçenek de Villa Mimosa'dan ev kiralamak. Ancak ev 8 kişilik olduğu için eğer kalabalık değilseniz bu fikir biraz tuzlu oluyor :). Son seçeneğiniz de Mehtap 45 Otelde kalmak. Mehtap 45 Otel pansiyon tarzında adanın biraz üst kısımlarında (uzun bir merdivenle çıkıyorsunuz) mütevazi bir yer (Telefon numarası 0216-381-26-60). Oda fiyatları manzaralı olup olmadığına göre değişiyor ancak adanın her yeri manzara olduğu için yalnızca uyumak için otel kullanacaksanız manzaralı odada kalmanın çok gereği yok. Zaten terastaki kahvaltısı oldukça manzaralı bir yerde oluyor. Fiyatlar için önceden aramak faydalı olabilir zira sezona göre değiştiği kanaatindeyim (ama pazarlık yapın).

Ada normal şartlarda günübirlik eğlence için ideal. Yine de Adada kalmaya karar verdiyseniz, ertesi sabah (ki bu muhtemelen pazar olur) erkenden kalkıp adanın tepelerine doğru uzanan keçi yolları tarzındaki yolları kullanarak Bayrak Tepe'ye çıkabilirsiniz (manzara muhteşem). Hava çok sıcak olduğundan, eğer mümkünse güneşin tam yükselmediği sabah vakitleri bunun için ideal (akşamı tavsiye edemiyorum zira çok ıssız ve orman-deniz-uçurum yollarından gideceksiniz). Tam tepe noktasında geniş bir açıklık var huzuru burada bulabilirsiniz. Ayrıca bu mevsimin bir güzelliği daha, henüz kır çiçeklerinin solmadığı bir dönem ve tepedeki açıklıkta binlerce kelebek uçuşuyor çiçekten çiçeğe. Gözlerinize inanamayacaksınız!































İstanbul'da yaşayanlar için hiç zor değil. Eğer günlük temponun yoğunluğundan sıkıldıysanız mutlaka Burgazada'da en azından bir gün geçirin ve Kalpazankaya'da gün batımını izleyin! Temiz havayı içinize çekin ve uzakta kalan İstanbul görüntüsüne bakıp ne kadar şanslı olduğunuzu düşünün...

Safranbolu Gezi yazım:
http://gundelikpaylasimlar.blogspot.com.tr/2014/02/hafta-sonu-safranbolu.html

Kuzey Kıbrıs Gezi yazım:
http://gundelikpaylasimlar.blogspot.com.tr/2014/05/kuzey-kbrs-gezi-yazs.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder