Serdar Toka resim sergisine bir isim vermemiş. Eğer birkaç kelime ile sergiyi tanımlamak (adlandırmak) gerekirse ne olurdu diye düşünmedim değil (Mesela Simulacrum olur mu? Olabilir, ama bu arada bu benim fikrim, almayınız. :) ) Sergi bana daha önce gittiğim "Mekansız Hamallar" resim sergisini anımsattı. Ancak o sergide resimlerde yer alan figürler daha netti ancak tıpkı bu sergi gibi soluk renkler kullanılmıştı ve objeler bir sisin arkasındaydı. Bu sergi daha soyut, karşımıza bir şeklin belirli belirsiz siluetini veriyor ve onu zihnimizde biz bütünlüyoruz (imgeleme). Yine de, sergiye bir olumsuzluk hakimdi. Ben biraz ürkütücü buldum açıkçası. Sergi Tünel Sanat Galerisinde 3 Ocak'a kadar devam edecek. İyi eğlenceler!
The most dangerous risk of all - the risk of spending your life not doing what you want on the bet you can buy yourself the freedom to do it later.
28 Aralık 2013 Cumartesi
23 Aralık 2013 Pazartesi
"Sorunsuz Evrenler" Resim Sergisi
Sorunsuz Evrenler resim sergisini her cumartesi resim kursunda sonra mutlaka bir uğradığım Ziraat Bankası Sanat Galerisinde gezme fırsatım oldu (Galeri Şişhane metrosunun İstiklal Caddesi çıkışında). Resimlerin biraz soyut olduğunu düşünsem de (bazılarında şekiller vardı, aşağıdaki sevimli şemsiye gibi) dört bir yandan fışkıran enerji içinde kaldım diyebilirim. Canlı ve parlak renkler, iddialı ve keskin geometrik desenler resimlerin pek çoğunda vardı. Bu sergide de ressamın hangi düşüncelerle bu resimleri yapmış olduğunu merak ettim. bir de serginin adı: Sorunsuz Evrenler? Sorunsuz evrenin bir uyuma sahip olmasını beklerim ben. Sergideki amaç kaos içindeki uyum muydu acaba? Kırmızıyla mor gibi :) Sergi 3 Ocak'a kadar devam edecek, tavsiye ederim. (Ziraat Bankası Sanat Galerisi: İstiklal Caddesi, Müeyyet Sokak, No:1, Tünel). İyi eğlenceler!
17 Aralık 2013 Salı
1841 Tünel
Üniversiteden sevdiğim bir arkadaşımın doğum günü vasıtasıyla keşfettim burayı. Yıllardır sürekli geliyor olmama rağmen İstiklal Caddesinde ve ara sokaklarında ne kadar çok bilmediğim güzel mekan var, şaşırıyorum bazen. Mekan adını içinde bulunduğu binanın yapılış tarihinden almış (Hıdivyal Palas, 1841). Giriş katı ve terası mekana ayrılmış ve giriş kat bir fasıl mekanı gibi düzenlenmesine rağmen teras kısmı biraz daha şık bir restoran gibi düzenlenmiş. Haftanın belirli günleri canlı müzik performansı oluyormuş ancak hangi günler henüz bilmiyorum. Bu nedenle bu açıdan tavsiye edemiyorum ancak manzarası çok güzel. İyi eğlenceler!
Etiketler:
1841,
1841 TÜNEL,
BEYOĞLU,
İSTANBUL,
YENİ MEKANLAR
13 Aralık 2013 Cuma
İstanbul Fotoğrafçısı - James Robertson
Bu hafta sonu Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi'nde (ANAMED) doğumunun iki yüzüncü yılı anısına İstanbul fotoğrafçısı James Robertson'un fotoğraf ve suluboya resimlerinden oluşan "Robertson, Osmanlı Başkentinde Fotoğrafçı ve Hakkak" adlı sergisini gezdim. 1813 - 1888 yılları arasında yaşamış olan Robertson, Osmanlı darphanesinde yıllarca görev yaptığı için İstanbul'un değişik yerlerini fotoğraflamayı başarmış. İstanbul'un ilk panoramik fotoğrafını da Roberston çekmiş. Duyduğuma göre sergideki resimler (1850 - 1888 yılları arasında çekilmiş) ve suluboya eserler Ömer Koç'un kendi şahsi koleksiyonuymuş. Sergide ayrıca resimlerin yanında, darphanedeki çalışmalarına ilişkin örnekler de bulunmakta. Bunun yanında, Kırım Savaşı ve Kudüs fotoğraflarını da görebilirsiniz. Bildiğiniz üzere ANAMED İstiklal Caddesi üzerinde, SALT'ın karşısında (Yapıkredi Kültür Merkezinden Tünel tarafında doğru 100 metre ilerleyince solda yer alan beyaz bina). Sergi 2 Şubata kadar devam edecek, vaktiniz olursa gezmek faydalı olabilir. İyi eğlenceler!
11 Aralık 2013 Çarşamba
"Affedilmeyenler" Fotoğraf Sergisi
Bu hafta sonu resim kursu çıkışında Beyoğlu Belediyesi Sanat Galerisindeki "Affedilmeyenler" sergisini inceledim. Son zamanlarda gazete okumaya fırsatınız olduysa, biraz medyatik bir sergi olduğunu biliyorsunuz zaten! Sergi tanıtımında bu insanların yanından geçip gidildiği ve hiçbir zaman fark edilmedikleri belirtilmiş. Bu durumda serginin adının "Fark Edilmeyenler" olması daha mantıklı olurdu bence. Zira, niye affedilmediklerini tam olarak anlayamadım ben (Biz kendimizi mi affetmemeliyiz bu durumda?). Fotoğraflar için diğer bir eleştirim de, sanatçıların yırtılan kıyafetlerinin ve boyanmış yüzlerinin sanat için yapıldığını belirtir şekilde abartılı olmasıydı. Eskimemiş fakat makasla kesilmiş kıyafetler? Gerçekçi görünümden uzaktı. Fotoğraf sanatçısı Aykut Bozan'ın pek çoğu Beyoğlu - İstiklal caddesi üzerinde ve ünlülerin modelliğinde (resimlerden anlaşılacağı üzere) çekilen fotoğrafları 28 Aralık 2013 tarihine kadar Beyoğlu Belediyesi Sanat Galerisinde sergilecek. İyi eğlenceler!
9 Aralık 2013 Pazartesi
Ahmet Oğraş Resim Sergisi
Ahmet Oğraş'ın "Eskihisar'dan Beyoğlu'na Dört Mevsim" resim sergisini bu hafta sonu Tünel Sanat Galerisinde gezme imaknım oldu (Ziraat Bankası Sanat Galerisi - Şişhane metrosu çıkışı). Bütün resimlerini çok beğendim ancak bu kış tablosu en beğendiklerimden birisi oldu. Aslında, daha canlı ve renkli resimlerden hoşlansam da, nedense bu resim bana melankolik değil de, kış mevsiminin güzel bir yansımasıymış gibi geldi. Resimlerin detayları ve renk geçişleri hoşuma gitti. Ziraat Bankası Sanat Galerisinde sergi gezmeyi hazırladıkları küçük kitapçıklardan dolayı çok seviyorum. Siz de gezmek isterseniz sergi 13 Aralık 2013 tarihine kadar devam ediyor. İyi eğlenceler!
6 Aralık 2013 Cuma
Viktor Levi Şarapevi - Kadıköy
Bir arkadaşımın davetiyle Kadıköy'de yer alan bu mekanı da ziyaret etmiş oldum. Duyduğum kadarıyla, Kadıköy'de çok ünlü bir şarapeviymiş burası. Mekanın içi küçük ve şık olarak düzenlenmiş ancak arka taraftaki kış bahçesi oldukça büyük ve eğlenceli. Hafta içi gittiğimiz için sıcak şarap denemedim ancak bir sonraki gidişimde sıcak şarabının da tadına bakmak niyetindeyim. Şarap şişesi alan arkadaşlarım en çok "Viktor Levi No:59" isimli öküzgözü şarabını beğendiler, denemek isteyenlere şimdilik bunu tavsiye edebilirim :). İş yerime ve benim genel olarak zamanımı geçirdiğim mekanlara uzak olduğu için tekrar ne zaman gidebilirim bilmiyorum ancak yolum düşerse tekrar deneyeceğim kesin, iyi eğlenceler!
28 Kasım 2013 Perşembe
Düşüşe Dair Bir Başka Hikaye Daha - Arter
Fatma Bucak'ın Türkiye'deki ilk sergisi "Düşüşe Dair Bir Başka hikaye Daha" 12 Ocak 2014 tarihine kadar Arter'de olacak. Bizim de geçtiğimiz hafta resim kursundan sonra, gezme fırsatımız oldu. Anlamakta zorlandık diyebiliriz :). En sevdiğim bölüm karşılıklı dev ekranlara yerleştirilmiş iki video gösterisiydi. Çekimlerin Tuz Gölü'nde yapıldığını öğrendiğimiz videolardan birinde vahşi davranışları olan bir kadın pasif davranışları olan bir erkeğe mütemadiyen kaba davranıyor (bir şeyler fırlatmak, sarsmak gibi). Bu çiftin arasındaki ilişkiyi çözemeyen bir grup kadın (diğer video) kızın davranışlarının sebebine ilişkin -çoğu gereksiz- yorumlar yapıyor (Kulaklıkla dinleyebiliyorsunuz). Tanıtımda "onların gerçek zamanlı yorumları, sergi mekanındaki izleyicinin muhtemel yorumlarıyla karşılaşıyor" diye yazılmış. Bence özgün bir çalışmaydı, bu yöntemle kendimden başka on üç kişinin daha yorumlarını eş zamanlı olarak duyabiliyordum. ARTER, bildiğiniz üzere, İstiklal Caddesi üzerinde. Vaktiniz olursa sergiyi görmenizi tavsiye ederim.
27 Kasım 2013 Çarşamba
Taşlar Konuşuyor - Arter
Bu hafta, ARTER'in giriş katında Aslı Çavuşoğlu'nun "Taşlar Konuşuyor" sergisine gittik. Sergide pek çok kırık arkeolojik eser, şişe veya başka bir işe yaramayacağını düşündüğünüz taşlar değerlendirilerek eserler çıkarılmış ortaya. Sergide kullanılan arkeolojik eserler Türkiye'nin çeşitli bölgelerindeki kazılarda bulunmuş ancak sergilenecek değerde bulunmadığı için "etütlük" olarak ayrılan bu parçalar Aslı Çavuşoğlu'nun da yardımıyla sergilenecek değerde olduklarını kanıtlamış. En çok ilgimi çeken parçalar, kırık yarım amforaların veya çömleklerin ayna ile "bütünleştirilmesi" oldu. Serginin tanıtımından: "Aslı Çavuşoğlu, ARTER'deki sergisinde arkeolojik kazılardas çıkarılan ancak eksik veya önemsiz bulundukları için "müzelik" değerde görülmeyen "etütlük eser"lerden hareket ediyor. Seçtiği bir grup etütlük eseri kopyalayan sanatçi, kopyaları farklı malzemelerle tümleyerek yeni "bütünler" yaratıyor." Tam da bu ifade, sergiyi özetliyor kanaatimce. Sergi 12 Ocak 2014'e kadar devam ediyor, iyi eğlenceler!
Etiketler:
AMFORA,
ARTER,
ASLI ÇAVUŞOĞLU,
SANAT,
SERGİ,
TAŞLAR KONUŞUYOR
22 Kasım 2013 Cuma
Raistlin Majere // Dragonlance
Ejderha Mızrağı'nın ilk kitabından itibaren gizemli bir karakter olarak bize anlatılan kızıl cüppeli büyücünün geçmişini ve sırlarını öğrenmek için çok emek harcamak gerekiyor. Altın bir cilt ve kum saati şeklindeki gözler mi? Ki bu kum saati gözleri her şeyin ölümünü görmektedir: "On my sight, it is always winter, always night!" Ejderha Mızrağı serisini okuyan herkesin -nedenini anlayamadığım şekilde- favori karakterleri arasındır Raistlin. Aslında, çok iyi bir insan olduğu da söylenemez, başarı hırsıyla yanıp tutuşmaktadır. Muhtemelen, tüm insanlarda bulunan bencilce bir yön Raistlin'e öyle güzel yansımıştır ki, bu gizemli büyücü her nasılsa kötü biri olmasına rağmen kendini sevdirebilmiştir: "I killed my brother once, I can do it again!". Hikaye, serinin yazarları Margaret Weis ve Tracy Hickman'ın (Kendileriyle tanışmayı çok isterdim) da içinde bulunduğu frp oyunuyla başlıyor. Bu oyunu o kadar güzel kurgulayıp oynuyorlar ki, buradan doğan fantastik seriler büyük bir heyecanla hala okunuyor. Tüm karakterlerin kendine has özellikleri olsa da, Raistlin kuşkusuz yaratılan en derin karakter -ki yalnızca onun hayatını (geçmişini ve geleceğini) anlatan kitaplar yazılıyor. Kızıl cüppeyle yola çıkan (Neutral doğaya uygun cüppe, iyi kötü arasında denge yaratan tanrı, Lunitari) Raistlin'in siyah cüppeye geçişinin (Kara büyücülerin tanrısı Nuitari) hikayesi, geçmişin ve geleceğin efendisi olması ve kaosu hapsetmesi sizi bir süre de olsa fantastik dünyaların zirvesine çıkaracak. Fantastik edebiyat severlerin Ejderha Mızrağı serisini mutlaka okumalarını tavsiye ederim. Kendilerinin Rasitlin hakkındaki yorumlarını merak etmekteyim.
12 Kasım 2013 Salı
Limonlu Bahçe - Beyoğlu
Buraya üniversite yıllarımdayken gelmiştim, o zaman da sevdiğimi anımsıyorum. Ancak şimdi yeniden gelince bir ayrı sevdim. Mekanın bahçesinin sonunda bir kış bahçesi var ve romantik anlar için içine şömine de yapılmış. Biz pazar akşamı gittiğimiz için belki de, mekan oldukça sessiz ve sakindi. Diğer günler böyle değildir diye tahmin ediyorum. Sıcak şarap için tavsiye almıştık zaten, onu denedik. Gerçekten beğendik! Aklımda huzur veren bir mekan olarak kaldı, bir gün sıcak şarap içmek isterseniz bir denemenizi tavsiye ederim. Limonlu Bahçe Yeniçarşı Caddesi 98 numarada (Galatasaray lisesinin yanından girince takriben iki yüz metre aşağıda sağda). İyi eğlenceler!
7 Kasım 2013 Perşembe
Oyuncak Boyama Atölyesi
İstanbul Oyuncak Müzesine gittiğimizde, yapılan anonslarla müzenin hemen yanında minik bir kulübede oyuncak boyama atölyesi olduğunu duyduk. İnip baktığımızda kırmızı boyanmış duvarlar ve ortada uzun kırmızı masa üzerinde akrilik boyaların bulunduğu bir oda ve boyanmaya hazır onlarda tahta oyuncak bulduk :). Tek yapmanız gereken bu tahta oyuncaklardan bir tane satın almak (5 TL'den başlıyor). Sonra o oyuncağı akrilik boyalarla istediğiniz renge boyayabiliyorsunuz. On dakika gibi kısa bir sürede oyuncak kuruyor ve sizin oluyor. Biz balık boyadık. Bu balıkların arkasına mıknatıs yapıştırınca çok güzel buzdolabı süsü oluyorlarmış :). Boyalar biraz sulandığı için ve fırçaların ucu kalın olduğu için istediğim sonucu alamadım ama yine de çok eğlendim. Oyuncak boyama atölyesi hafta sonları Oyuncak Müzesinde açıkmış, ilgilenenlere...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)