The most dangerous risk of all - the risk of spending your life not doing what you want on the bet you can buy yourself the freedom to do it later.
30 Aralık 2016 Cuma
Soyut İfadeler Resim Sergisi
28 Kasım 2016 Pazartesi
ART pARTy Resim Sergisi
27 Kasım 2016 Pazar
Hislerin Göçü Resim Sergisi
1 Kasım 2016 Salı
Denizli Gezi Yazısı
Denizli'ye gittiğimde aklımdaki imaj İç Anadolu kenti gibi olabileceği yönündeydi. Tamamen yanıldığım için mutluyum. Denizli halkı bana tahmin ettiğimden daha modern ve eğlenceli göründü. Akşamları insanlar hep dışarıdaydı ve güzel havanın tadını aileleriyle veya sevgilileriyle/arkadaşlarıyla çıkarıyorlardı. Gözlemlediğim kadarı ile alkol alanların sayısı da pek az değildi. En önemli faktörün Pamukkale Üniversitesi olduğunu tahmin ediyorum, üniversiteler ve kitabevleri güzel şeyler arkadaşlar, keşke iyi eğitim veren üniversiteler daha çok olsa. Kısacası ben Denizli'yi beğendim, bu gezi benim için harika bir hafta sonu tatili oldu. Size de tavsiye ederim, kendinize bir iyilik yapın, şimdiden iyi eğlenceler!
Etiketler:
AMFİ TİYATRO,
ANTİK HAVUZ,
ANTİK KENT,
BAĞBAŞI YAYLASI,
DENİZLİ,
DENİZLİ GEZİ YAZISI,
GEZİ NOTLARI,
GEZİ YAZISI,
HİERAPOLİS,
KAPLICA,
KARAHAYİT,
LAODİKYA,
PAMUKKALE,
TELEFERİK,
TRAVERTENLER
31 Ekim 2016 Pazartesi
Tek ve Çok Sergisi - Salt Galata
1955-1995 yılları arasında üretilen ürünlerin & reklam afişlerinin ve dergilerin sergilendiği bir sergi açılmış Salt Galata'da. Özellikle belirli bir orta yaş ve üzeri insanların çok daha ilgisini çekeceğini düşünüyorum zira onlara nostalji gibi gelecektir. Bu dönemde Türkiye'de üretilen beyaz eşya, otomobil, oyuncak, gıda vb. ürünlerin birer numuneleri sergileniyor ve büyük kısmı farklı koleksiyonlardan veya sergilerden getirilmiş (bazı oyuncaklar Oyuncak Müzesi'nden getirilmiş mesela). Benim en çok dikkatimi bu oyuncaklar ve reklam afişleri çekti açıkçası. Otomobil veya beyaz eşya ise daha farklı şekilde yani, sanayi ve teknolojik gelişmeler ile değişirken, oyuncak veya reklam afişleri gibi nesnelerin aynı zamanda kültürel bir değişimin de parçası olduğunu düşünüyorum. Bununla beraber, her nesnenin ziyaretçisine farklı çağrışımlar da yapacağından eminim. 1955'ten 1995'e, Türkiye'de çeşitli eşyaların üretim ve dılaşımı üzerine odaklanan, araştırma temelli sergi 13 Kasım'a kadar Salt Galata'da ziyarete açık olacaktır, gitmenizi tavsiye ederim. 21 Ekim 2016 Cuma
Osmanlı Bankası Müzesi - Karaköy
Bu hafta sonu uygun bir vaktimizde Osmanlı Bankası Müzesini ziyaret ettik. Osmanlı Bankasını daha önce duymuş olmalısınız (2001 tarihinde Garanti Bankası'na katılımıyla varlığı tamamıyla sona erdi). 1856 yılında İngiliz sermayesi ile kurulan banka (Ottoman Bank) 1863 yılında Fransız sermayesinin de ortaklığıyla büyümüş ve Bank-ı Osmani-i Şahane adıyla varlığına devam etmiştir. Kuruluşundan sonraki faaliyetlerine, zor yıllarına, toparlanma dönemlerine, genişleme dönemine ve savaş/kriz dönemlerine ilişkin kronolojik bir bilgi akışı müze içinde resim ve belgeleriyle mevcuttur. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın kuruluşuna kadar devlet bankası sıfatıyla varlığını devam ettirebilmiştir. Bu bankanın bir diğer özelliği, o dönemde adında "Osmanlı" kelimesini muhafaza edebilen tek kuruluştur. 1931 yılında Merkez Bankası'nın kuruluşu ile beraber eski önemi ortadan kalkınca sembolik bir şekilde varlığını sürdürmüş ve Doğuş Grubuna satıldıktan sonra varlığı tamamen sona ermiştir. Osmanlı Devleti zamanındaki eski günlerinden kalan banknot örnekleri, kaimeler, hisse senetleri, hesap defterleri, müşteri formları ve fotoğrafları, banka cüzdanlarının hepsi Osmanlı Bankası Müzesi'nde sergilenmektedir, aralarında ilginç bulacağınız bazı belgeler de olabilir :).Müze hakkında detaylı bilgi ve lokasyon için:
http://www.obmuze.com/#kronolojik
20 Ekim 2016 Perşembe
Renklerin Büyülü Dünyası - 6
Adını "Shiva (Şiva)" koyduğum bu eser internette sıkça karşılaştığımız Hinduizm'de bahsedilen Hint Tanrılarından birisi olan Shiva'nın resminden esinlenilerek yapıldı. Bir şey itiraf etmem lazım, ben daha önce Shiva'yı Tanrıça sanıyordum zira çizimleri çok feminen ve saçları da uzun. Ancak Tanrıça olmadığını öğrenmeme rağmen resmini yapmaktan vazgeçmedim çünkü hala feminen bir görüntüsü var (ben kadınları ve feminen figürleri resmetmeyi seviyorum biliyorsunuz ki). Hinduizm ve Hint felsefesi hakkında çok bilgi sahibi değilim, ancak Shiva, bazı kaynaklara göre Brahma ve Vishnu (Vişnu) ile beraber Hint teslisinin bir parçası olarak bilinir. Brahma yaratıcı, Vishnu koruyucu Shiva ile yok edicidir (Shiva the destroyer). Yok etmeyi temsil etse de, Shiva olumsuz değil, olumlu bir gücü temsil eder, kendisine kötülüğün yok edicisi de diyebilirsiniz. Bu kadar girişten sonra bu eseri beğeneceğinizi umuyorum. İlk görüşte siyah-sarı-hardal renkleri göze çarpsa da aslında hemen her rengi kullandım resim yaparken (kırmızı, mor ve beyaz detaylarda gizli). Sarı ve siyah bir araya geldiğinde dikkat çekici bir kontrast oluşturur, bu nedenle tabelalar veya uyarılar bu renklerde yapılır. Tabi bir de manevi anlamı var (İstanbul Sultani'sinden kalan) ancak bu konuya burada değinmeyeceğim. Tablonun yapılışı kolay oldu, detayları aşağıdadır:26 Eylül 2016 Pazartesi
Engelsiz Sergi
Tünel girişinde bu küçük sergiye rastladım, oldukça da hoşuma gitti. Asperger Sendromu olan kişilerin çizimlerinin ve fotoğraflarının sergilendiği bu sergiyi keyifle gezdim. Çok fazla eser yoktu ancak başlangıç olması ve insanlarda farkındalık yaratması açısından başarılıydı. Fotoğraf ve çizimleri aşağıda çektiğim resimlerden görüyorsunuz zaten, bu entry ile aynı zamanda Asperger Sendromu hakkında da bilgi vermek isterim. Asperger Sendromu sosyal etkileşimde zorluklar ve sınırlı stereotipik ilgi ve etkinliklerle tanımlanan otistik bir bozukluk olarak tanımlanmış. Standart bir tanı ölçütleri arasında belirtilmemişse de motor sakarlık ve atipik dil kullanımı belirtileri olarak görülenlerden. Zor fark edilen bir rahatsızlık olduğu söyleniyor bu nedenle tanı koyulması zor oluyormuş, bu nedenle özellikle çocukların dikkatli gözlemlenmesi gerekmektedir. Neyse, umarım hiç birinizin başına gelmez :). Hayatın kıymetini bilelim!
23 Eylül 2016 Cuma
Zeus Altarı - Adatepe Köyü
Bayram tatilinde Altınoluk'a yazlığa gitmiştik, yakınlarında kendi halinde küçük bir turistik köy olan Adatepe Köyüne ziyarete gitmeyi amaçladık. Köye dar bir tepe yolunda araçla ulaşılıyor, kendi halinde taş evlerden oluşan, turistik ve küçük bir köy. Köyün girişinde biraz daha tepeye çıkan toprak bir patika mevcut, bu patikadan tepeye doğru yaklaşık 20 dakika yürüyünce Zeus Altarı'na ulaşılıyor. Zeus Altarı eski Yunan'da tanrılara kurban sunulması amacıyla yapılmış (Altar = sunak), bu nedenle olsa gerek bölgenin en yüksek noktasına inşa edilmiş. Dolayısıyla manzarası harika, manzara açısından gerçekten bayıldım. Buradan indikten sonra da Adatepe Köyüne doğru yol aldık ve köyü basit şekilde turladık.Köye bayıldım gerçekten, tanınmış olmasına ve turistlerin uğradığı bir yer olmasına rağmen, köy doğal haliyle kalmış gibiydi. Bazı mekanlar restore edilmiş ancak genel olarak köyde doğal kalmış bir şeyler vardı :). Zeytin sütü (kadınlar için yüze sürülen doğal bir malzeme ve aynı zamanda salataya tat veren bir sos amacıyla satılıyor), zeytin yağı ve zeytin sabunu gibi ürünler yapılıp satılıyor. Ben denemek için birkaç sabun aldım, kokuları ise harika :)
http://www.kucukkuyu.com/kucukkuyu-gezilecek-yerleri/zeus-altari/
Kaydol:
Yorumlar (Atom)



